Hiç düşündünüz mü iyi ve kötü evlilikler arasında nasıl bir fark vardır? Hepimiz için iyi ve kötü evlilik kavramlarının içi farklı şemalarla dolsa bile iyi evliliklerde kavganın, tartışmanın, sürtüşmenin daha az olacağını tahmin eder insan. Ne de olsa büyüklerimizden duyduğumuz hep “idare et, kavga çıkmasın”, “alttan al” lafları ile yetişmedik mi? Gerçekten de bu alttan almaların, sürekli fedakarlıkların iyi evliliğe katkısı ne? İşte bu yazıda iyi ve kötü evliliklerde yanlış bilinen doğrulardan bahsedeceğim.
Bu filteyi yaratan şey olumlu ve olumsuz deneyimlerin oranı. İyi bir evlilikte bu oran 1/20 iken, boşanma eşiğindeki evliliklede bu oran 1/5. Yani her bir olumsuz olay için 5in üzerinde olumlu olay ve deneyim gerekiyor iyi bir evlilik yürütebilmek için. Bir tartışma sonrası , sorun çözülmese de eşinize söylediğiniz güzel bir söz, içinde alay, ima olmayan bir şaka, birlikte çıkılan bir yürüyüş, içilen bir kahve bir birimlik olumsuzluğu yok sayabilecek olumlu olaylardan olabiliyor.İyi evlilik için en sık duyduğumuz sözlerden biri de empati yapmamız gerektiğidir. Empatinin sözcük anlamı kendini karşındakinin yerine koyabilme ve duygusunu anlama olarak kısaca özetlenebilir. Empati yapmak olumlu bir özellik olsa da iyi bir evlilik için maalesef yeterli değildir. Hahlweg bu konuda çiftlerle bir araştırma yapmış ve onları aktif dinleme ve empati konusunda bilinçlendirdikten sonra evliliklerinin nasıl gittiğine bakmış. Çiftler beklenenin tersine birkaç aydan sonra eski hallerine dönmüşler, yani aktif dinleme karşı tarafı anlamak ve sorunları çözmek için evlilik için en doğru yöntem değil. Peki en doğru yöntem ne?
Sanırım kimse karşısındaki onun duygularını anlıyor diye o evlilik içinde kalmıyor, ancak ve ancak karşı tarafın duygularını anladıktan sonra, bu konuda birşeyler yapan çiftler bu konuda başarılı olabiliyorlar. Yani” evet seni sorumsuz davranarak çok üzüyorum” değil,“sorumsuzluğumun seni üzdüğünü biliyorum ve ben de buna çok üzülüyorum , bunun için yarından itibaren şunu, bunu yapmaya gayret edeceğim” deyip gerçekten bu konuda ele güne göstermek için değil, eşiniz için bunu yapmaya gayret göstermek işe yarıyor.İnsanlar doğar, büyür, evlenir ve çoluk, çocuğa karışırlar. Bir çocuğun doğması için beklenen süre, büyümesindeki emek, zaman, enerji, bu evrelerin her biri için ne kadar çaba sarf edildiğini bildiğimize göre evliliğin neden kendiliğinden, çabasız yürüyebileceğini düşünüyoruz acaba?
2 yorum:
Herşeyden önce yazınızı çok begendiğimi söylemeyeliyim.Benimde 3 yıldır süren ve nişanlılıkla sonuclanan bir ilişkim var.Bu yazıyı okuduktan sonra doğru yolda ilerlediğimizi gördüm.Elinize, yüreğinize sağlık
Gerçekten Ani hanıma çok teşekkürler...
Tebrik ederim sizi... Allah tamamına erdirsin;)
Yorum Gönder