Size bir müjde daha! Bundan sonra Uzm. Dan. Psikolog Ani Eryorulmaz bizlerle bilgilerini paylaşacak ;) Ona şükranlarımı sunuyor, takipte kalın diyorum!=) İşte ilk makalesi:
BÜYÜMEYEN ERKEKLER ve ANNE KADINLAR!
Erkek çocukların kız çocuklara oranla biraz daha geç bir
yaşta ergenliğe girdiği , bunun için de ilk gençlik yıllarında aynı yaştaki bir
kız ve erkek ergenin aynı fiziksel, duygusal ve sosyal olgunluğa erişmemiş
olacağı bilinen bir gerçektir. Bu gelişim hızı arasındaki farklılık ergenlik
için beklenilen bir süreç olsa da, ilerleyen yıllarda bu farkın kapanması,
gerek erkek, gerek de kadının sosyal ve duygusal olarak kendini idare edebilen,
duygularını tanıyan, bunları ifade edebilen ve içinde bulundukları ilişki veya
ilişkileri anlamlandırabilecek bir olgunluğa ulaşmaları beklenir. Ama ne yazık
ki bu hep de böyle gerçekleşmiyor. Niye mi? Gitgide daha büyük bir sıklıkta
gördüğüm büyümeyen erkek-anne kadın çifti ilişkisi , bu ilişkinin birbirini
tamamlayan dinamikleri, yine bu ilişkinin başlarındaki coşku ve hızla çöküşe
veya çıkmaza sürüklenen kaçınılmaz son bu yazının konusu.
Büyümeyen erkeklerin nasıl ve niye büyümediklerine
bakmadan önce onların ortak özelliklerine bir göz atalım.
Yetişkin bir yaşta
olmalarına rağmen bir türlü büyüyemeyen bu erkekleri tanımak aslında hiç zor
değil. Hayatı bir eğlence olarak gören, arkadaşları ile geçirebileceği hiç bir
andan taviz vermeden de bir ilişki sürdürebileceğine emin ama ilişki içinde
olduğu kadına ilgi göstermesinin gerekli olmadığını düşünen bir erkek tipinden
bahsediyoruz. Bu erkekler hatalara aşırı tepkiler gösterirler, özür dilemeleri
neredeyse bir mucizedir. Babaları ile aşırı uzak olan bu erkekler aynı zamanda
da kendilerini her şeyin üzerinde görürler. Dr. Dan Kiley'nin PeterPan sendromu
olarak adlandırdığı, büyümeyi reddeden ve onları korkutan bir erkekliğe adım
atmamak için neredeyse direnen bu erkekler aslında kendilerini olmak
istemedikleri sorumluluk sahibi bir erkekle artık olamayacaklarına emin
oldukları çocuk arasında sıkışmış kalmış hissederler.
Peter Pan sendronundan
muzdarip erkekler aslında büyümemek , okulla, işle ya da erkekliği yani
büyümeyi anımsatan hiç bir şeyle ilgilenmek istemezler, çünkü onlar için
büyümemek için ne yapmak gerekiyorsa yapılmalıdır. Bu erkeklerin ciddi bir
boyutta sosyal uyumsuzluğa neden olan psikolojik sorunlar yaşadığı bir
gerçektir. Duygusal açıdan sosyal ilişkilerde kastre edilmiş bu erkeklerin
aslında hayatları da çok zordur. Ama onlar için bu her zaman başkalarının
suçudur. Çünkü ya hayat onlara yeterince adil davranmamıştır, yetenekleri
görülmemiştir, şanssızdırlar ya da istedikleri işte çalışmıyorlardır- aslında
bu liste çok da uzundur ama başlarına gelen tüm bu felaketlerde onların bir
sorumluluğa sahip oldukları fikri bir inkar sistemi ile kesilmiştir.
Peki bu erkeklerin olgunlaşmasını önleyenler kimler? Ne
oluyor da bu erkekler büyümeden hayatlarını devam ettirebiliyorlar? Tabii ki
asıl sorun bu çocukları yetiştiren anne babalar ama daha sonra da bu illüzyonu
sürdüren kız arkadaşlar, sevgililer ve eşler. Nasıl mı? Otoritenin ve
zorlamanın yanlış olduğunu kabul eden ama buna eşlik etmesi gereken sınırları
koyamayan ebeveynler, duygusal sıcaklığın ve paylaşımın eksik olduğu
evlilikler, sessiz sedasız acı çeken ve bunun duygusal yükünü çocuklarına
yükleyen anneler, evliyMİŞ, mutluyMUŞ, gibi yaşanan ilişkiler çocukların
gelişimini engeller. Zaman yerine para veren, çocuklarına zevki bir bir
ayrıcalık değil de bir hak gibi sunan, bunun sonucunda da her şeyi hak ettiğini
düşünen bireyler yetiştiren ebeveynler de Peter Pan sendromu yaşayan erkek
sayısını arttırırlar.
Kadınların Peter Pan erkeklerini büyütmemelerindeki bu
ısrar yanlız annelikte değil, sevgili, eş rolünde de bu erkeğin hayatına hakim
olur. Hayatındaki erkeği desteklemeyi kendine birincil görev edinmiş, koruyucu
anneliği kendi güvensizliğine kalkan yapmış kadınlar da bu erkeklerin
büyümemeleri için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü onlara ihtiyaç duyan, ne
giyeceğinden, ne yiyeceğine desteklenecek bir erkek bu anne kadınları da
besler. Hayatındaki bu erkeği her türlü sıkıntıdan, beladan tıpkı annesi gibi
kurtaran bu kadınlar da bu rollerini bırakmak için de hiç de istekli olmazlar.
Ve bu kısır döngü de böylece sürer gider. Nereye kadar mı? Karşısındaki erkeğin
çocukça davranışlarını kabul etmek yerine, kendi olgun olmayan davranışları ile
yüzleşebilen kadınlar Peter Pan'larının büyümeleri için bir fırsat sağlarlar.
Bazen de anne kadın, annelik rolünü bırakıp, bir yetişkin gibi davransa da
Peter Pan büyümemekte ısrar edecektir. O zaman artık anne olmayan kadın da
kendine kim bilir belki de artık çocukluğunu geride bırakmış bir erkek arayacaktır.
Uzm. Dan. Psikolog
Ani Eryorulmaz
8 yorum:
Güzel bir tespit ve güzel bir açıklama. Bahsi geçen tanımlamadaki erkekler gün geçtikçe toplumumuzda çoğalmaktadır. Peki çözüm nedir ve nasıl gerçekleştirilmelidir. Acaba bu yazıyı ciddi anlamda kaç kişi okuyacak ve düşünecektir ? Bence tespitten çok çözüm bulunması da önemlidir. Yazara teşekkür ederim.
Haklısın zaten çözüm için bir psikoloğa danışılmalıdır ;)
Ama Ani hanım bizlerle yazılarını paylaşmaya devam edeceği için belki çözümleri yazılarda da bulabilirsiniz =)
Sevgilerimle.
yazı çok güzel, peki bu büyümeyen erkeklere nasıl davranacağız? nasıl büyüteceğiz :)
Burcu hanım, söylediğiniz çözüm kişisel olarak doğrudur ve genelde sosyal ve kültürel gelişimine dikkat eden insanların başvuracağı bir yöntemdir. Ben 61 yaşında cinsiyeti erkek olan bir insanım ve çevremde o tanımlamada birçok erkek görmekteyim. Bir çoğunun, değil psikoloğa gitmeyi herhangi bir güncel yazıyı okumaya niyeti yok. Benim sorduğum, toplumun genelinde yaygınlaşan bu tür insanlara genel olarak nasıl bir çözüm sağlanabilirliğidir. Bu tür yazıların ve benzerlerinin sıklıkla yayınlanması çok güzel. Umarım karamsar bakışım yanlış anlaşılmaz. Sağlıcakla kalınız.
Bu akşam Uzm. Dan. Psikolog Ani Eryorulmaz ile birlikteydim ;) Sizin yorumlarınızı kendisine bizzat okudum... Bu sorunun çözümünün bu tür erkeklere yetişkin gibi davranmak olduğunu söyledi... ;) Yani hani Türk toplumunda sürekli bir anne rolü vardır ya kadında... Üstüne bir şey giyin üşütüceksin, aman onu içme hasta olursun tarzında... Bunun yerine onun yetişkin olduğunu kabullenip bu görevi üzerimizden atmak gerektiğine değindi...
Benim de acizane bir görüşüm var... Türk erkeklerini Türk anneleri yetiştirdiği için... Bu işin annelerde bittiğini düşünüyorum ve yeni annelerin erkek çocuklarını yetiştirirken çok dikkat etmeleri gerektiğine inanıyorum... Buna onları çağırış kalıplarımızla başlamalıyız... Onlara yavruşum, oğluşum, minnoşum demek yerine oğlum, aslanım, koçum gibi onlara karakter kazandıracak şekilde hitap etmek gerektiğini düşünüyorum...
Sevgilerimle,
BURCU ;)
Bu tip bir erkek (inkar yeteneği oldukça yüksek) psikoloğa gitmeyi kesinlikle kabul etmiyor. Herşeyde kendilerini haklı görüp, eşlerinin sözlerini umursamıyor. Yazıyı okuyunca eşim hakkında yaptığım gözlemin yazıya dökülmüş hali dedim, sizlere çok teşekkür ediyorum. Çünkü tüm bu tespitleri yapıp kabul görmemek insanı kendinden şüphe ettiriyor bu da psikolojisini olumsuz etkiliyor. Artık problemin kendimde olmadığını anladığıma çok mutlu oldum. Ancak eşimin yazdıklarınıza tamamen uyduğu gerçeği değiştirilemez. Bu tip insanlar ayrıca kendilerini ilişkide kontrol mekanizması olarak görüyor, herşeye kendileri karar verip eşlerinin bunlara itaat etmesi gerektiğini düşünüyorlar demiyeyim eminler... Kendilerine güvenlerinin çok olduğunu düşünüyorlar ancak kendilerine güvenleri çok az..
bence önce bütün annelerin psikolojik danışmana gitmesi gerekir.bağımlı kadın yada erkek yetiştirmek bence suç sayılmalı.herkesin çocuk olduğu yerde büyümek insanı zorluyor öncelikle anne babalar büyümeli
erkek alarak olmaktan çok birey olarak davranarak onunda kendine yetebilmesi gerektiğini anlatarak ve yaptığı davranışları onaylayarak . çünkü türk toplumun da çoğu davranış sen erkeksin ,erkekler yapmaz şeklinde yada eşin yapsın bu bayan işi şeklinde davranılır ,ama bırakıpn kendi hayatını idame ettirse ve aferin alsa onlarda kendilerini birey olarak görürler
Yorum Gönder