Zeynep Pak genç, başarılı ve azimli... Çok az bir parayla gittiği Amerika'dan dönüşünde son parasını da matbaaya veriyor. Evde 4000 adet defter ve Zeynep birbirlerine bakarken, azmin karşısında duramayan kader kapılarını açıyor ve başarı hikayesi yazılmaya başlanıyor.
Ben onu çok sevdim. City's Alışveriş Merkezi içindeki Good Food'da gerçekleşen röportaj boyunca çok eğlendik. Birbirimize benzeyen hikayelerimize şaşırırken ortak noktalarımızı buluverdik.
Benim Zeynep Pak ile yolculuğum yeni başlıyor. Bu röportaj ile sizinle de tanışacak. Onun ürünlerine benim gibi aşık olacak ve yapışacaksınız!
Artık ben susuyorum. Sahne senin Zeynep Pak! ;)
Zeynep Pak kimdir?
Seni senden dinleyelim…
Aslında
kim olduğum birazcık ruh halime gore değişiyor.(Gülüyor.) Bu aralar daha
sakinim. Nasıl geçiyor günlerin dersen… Aslında bir kaç iş birden yapıyorum.
Sürekli düşünmekle geçiyor zamanım, nasıl üretebilirim ne yapabilirim diye.
Kafamda çizimler yapıyorum. Ofiste, evde, her yerde çalışıyorum.
Öz geçmişime
gelirsek, İstanbul Üniversitesi’nde Peyzaj Mimarlığı okudum. İTÜ’de Peyzaj Mimarlığı üzerine Master
yaptım. Sonra çalışmaya başladım. 3-4 yıl sonra çalışma hayatından sıkıldığımı
ve farklı şeyler yapmak istediğimi fark ettim. Ve başladım Amerika’ya gitmeyi hayal etmeye…
J Ve Amerika’ya
Grafik Tasarımı okumaya gittin. Bu bölüme seni yönlendiren ne oldu?
Sürekli
bir şeyler çiziyordum ve her gittiğim yerden defter alıyordum. Mutlaka bir gün
kendi tasarladığım defterler yapmak istiyordum. Bunun mesleği ne acaba diye
araştırırken hayran olduğum grafik tasarımcı Şerifcan Özcan’a mail attım. Hangi okuldan mezun olduğunu öğrendim. O
zaman kafamda Amerika netleşti. Zaten kuzenim de oradaydı, tanıdığım biri var diye içim de rahat etti.
Başladım para biriktirmeye. Annemle beraber yaşıyordum ve annem emekli olmuştu,
yani evde para kazanacak bir ben vardım.:)
Çok da zor bir karar aslında. Burada hazır
işin var… Riskli bir durum?
Çok
zordu. Burada belli bir gelirim vardı. Bir hayalin peşinden gidiyordum. Eğer o
dönem patronum Arzu Hanım, döndüğünde kapım sana açık demeseydi ben böyle bir
şeye asla cesaret edemezdim.
Amerika’ya giderken, elinde çantaların, tek
başına uçağa doğru yürüyorsun. Ne hissediyordun?
Çok
heyecanlıydım. Resmen yeni bir hayata başlar gibiydim. Çok az bir parayla
gittim. Bir gün patates kızartması alsam ertesi gün almıyordum. 8 kişilik bir evde kalıyordum. Sadece okul
parasını biriktirip gitmiştim.
Sen gerçekten bu işi yapmak, öğrenmek için
gittin yani?
Aynen!
Kütüphaneden çıkmıyordum. Sürekli kitaplar okuyor, dosyalar hazırlıyordum. Amerika’da
6 ay kaldım ama hayatımdaki en faydalı dönem orada geçirdiğim dönem. Hem
Parson’s hem de School of Visual Arts. İkisinden de dersler aldım grafik
tasarım üzerine.
Amerika’da okurken hiç zorlanıp geri dönmek
istediğin oldu mu?
Yok.
Çünkü çok sevdim New York’u. Zaten mutsuz olacak kadar boş bir zamanım da olmadı. Yıllarca
çalışıp orada okuyabilmek için para biriktirmiştim. Hayatımdaki en güzel
zamandı. İyi ki gitmişim diye hep şükrederim.
Gelelim başarılı ‘Take Note’ ürünlerine…
Amerika’daki
eğitimimi tamamladıktan sonra buraya dönünce kalan son paramla 4000 adet defter
bastırdım. Ben o defterlerin çizimlerine çok önceden başlamıştım. Amerika’ya
gitmeden önce elimle, gittikten sonra bilgisayarda çizimler yapmıştım. Onları
baskıya gönderdim. Hepsi hikayelerden
oluşuyordu. Onları Amerika’dayken birleştirmiştim. Toplam 10 çeşit defter
bastırdım. Tabii nereye koyacağız, nereye vereceğim o kadar defteri bilmiyordum.
Defterler
eve gelince, aklıma ilk İstanbul Modern geldi. Mağaza müdürlerini aradım ve
gönderdim. İKSV, Santral İstanbul’a da gönderdim. Hepsinden olumlu yanıt aldım ve
çok sevindim. Ama onlar da benden konsinye istiyorlardı. 10- 20 adet gönderdim
ilk başta. Defterler satıldıkça para
ödeyeceklerini söylediler. Evdeki defterler bir türlü 3000’e inemedi. (Gülüyor)
Hepsiyle
ticari ilişkim devam ediyor çok şükür. Hep defter yapacağım ve orada hikayem
bitecek diye düşündüm. Ama farklı şeyler de yapmaya başladım.
Bu farklılıklar arasında Mavi Jeans de var.
Mavi Jeans ile çalışman nasıl başladı?
İstanbul
Modern benden bir proje istedi. "İstanbul konseptli ürünler yapar mısın? Biz
senden tasarımı satın alıp, logomuzu koyacağız" dediler. Tamam dedim ve onlara proje hazırladım. Çok çalıştım. Günlerden pazardı. Mavi
Jeans’te eğitim müdürü olan annemin arkadaşı Gülberk’e gidip bir fikir almak
istedim. Çünkü bu proje için ne kadar teklif istemem gerektiğini hiç
bilmiyordum. Elimde dosyam Gülberk’e
gittik. Ben sizin için araştırırım dedi.
Oradan çıkıp eve geldiğimde fark ettim ki dosyamı orada unutmuşum.
Ertesi sabah da İstanbul Modern’de toplantım var.
Pazartesi
günü Gülberk’ten bana bir telefon geldi, "Zeynep ben Mavi Jeans’e senin dosyanı
gösterdim. Mavi Jeans bunları almak istiyor. Seni birazdan Mavi Jeans’ten Pınar
Hanım arayacak" dedi. İnanamadım! Ve böyle başladı Mavi Jeans’le çalışma hikayem.
Şimdi İstanbul konseptli tişört tasarımlarımı alıyorlar. Nitekim İstanbul Modern ile de o projem olmadı. Çok enteresan. İstanbul
Modern istedi, Mavi Jeans’e nasip oldu. (Gülüyor…)
Yani ilham kaynağın?
İstanbul. J
Ürünlerinin benzerlerinden ne farkı var?
Bunu
benim yorumlamam zor gibi. Ama benim istediğim şey ürünlerimi alanlar, onlara
bakınca gülsünler. Ürünlerime güzel yerine komik demelerini tercih ederim.
Çanta, önlük, Amerikan servisleri de
yapıyorsun?
Evet,
onların da tasarımlarını yapıp bir çok yere veriyorum.
Ne kadar zamanda yeni bir ürün ortaya
çıkarıyorsun?
Hiç
belli olmuyor! Aklıma bir şey gelir gelmez çiziyorum ve ürettiriyorum. Eğer o
anda elimde para yoksa bekliyorum, param olunca ürettiriyorum.
Ürünlerine bayıldım! Eminim herkes
bayılacak. Nasıl ulaşabiliriz bu güzelliklere?
info@mytakenote.com ya da zeyneppak@gmail.com adreslerimden bana
mail atıp sipariş verebilirler.
Online
alışveriş tercih etmiyorlarsa;
İstanbul
Modern, İKSV, Harikalar Dükkanı, Leyla Butik, Mektup, Santral, Atatürk
Havalimanı Dış Hatlar’daki Old Bazaar’dan ulaşabilirler.
Ürün fiyatların?
15-45
TL arası…
Peki Zeynep Pak’ın hedefleri neler? Kendini
10 sene sonra iş hayatında nerede, nasıl hayal ediyorsun?
10
seneyi bırak seneyi hayal edemiyorum. (Gülüyor.)
Take
Note devam ederken, Mavi Jeans gibi başka markalarla da çalışmak çok isterim. Daha çok
kitleye ulaşmak en büyük hedefim.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder