27 Kasım 2013

Meme Kanserinde Beslenme Tedavisi


Çağımızın korkulu rüyalarından meme kanseri, ülkemizde de ortalama 12 kadından birinde görülmektedir. Meme kanseri, sadece bayanlarda ortaya çıkabilir diye düşünülmemeli, erkeklerin de risk altında olduğu unutulmamalıdır.  
Hormonlar, genetik – ailesel faktörler ve çevresel faktörler (beslenme şekli,  alkol kullanımı, emzirmemek, geç doğum yapmak…) meme kanserinin oluşum nedenleri arasında.
Meme kanseri ve beslenme arasındaki ilişki diğer kanser türleri gibi önemlidir. Beslenmenin kanser tedavisinde %30-40 etkisi olduğunu bilmekteyiz.
Amerikan Kanser Araştırma Enstitüsünün verilerine göre, meme kanserinden korunmak için;
  •   İdeal kilo
  •   Fiziksel aktivite
  •   Minimum doz alkol
  •   Emzirme

ana hedefler.
Düzenli yapılan fiziksel aktivitenin kanserden koruyucu etkisi olduğu biliniyor. Günde 30 dk  veya haftada 4 saatlik orta dereceli fiziksel aktivitenin meme kanseri riskini azalttığı çalışmalar sonucu belirtilmiş. 
Meme kanseri oluşumunu veya yeniden ortaya çıkmasını önleyecek spesifik besinler yok. Bazı besinler için risk faktörlerini azaltıcı etkisi olduğu bilinmekle birlikte, etkisi olmadığını gösteren çalışmalar da görülmüş. Yine de sebze tüketiminin kanser oluşum riskini % 25 azalttığına dair çalışmalar var.
Yeşil Çay: İçerdiği polifenoller sayesinde meme kanserinden koruyucu özellik gösterir. Düzenli yeşil çay tüketenlerde içmeyenlere göre meme kanseri oluşumunun azaldığına dair sonuçlar biliniyor.  Epigallokateşin etkisi ile yağ emilimini azaltır. Vücut yağında azalmayı sağlayarak tümör hücresi hacminde azalmaları sağlayabilir.
Balık:  İçerdiği omega 3 yağ asidi, EPA sayesinde kanser risk oluşumunu azaltır. Haftada 1-2 kere orta büyüklükte balık tüketimi isteniliyor.
Turpgiller (kırmızı ve beyaz turp, şalgam), Brokoli, Brüksel lahanası: İçerdiği İsothiocyonate sayesinde özellikle premenopozlu kadınlarda östrojen metabolizması üzerinde etki yaparak meme kanseri riskini önleyicidir. Karatenoid, isoflovan, Vit A, Vit C ve Vit E yoğunlukları da riski azaltmada etkindir.
Havuç, Brokoli, Kabak, Karnabahar:  Yapılarında bulunan Lignan sayesinde, özellikle postmenopozlu kadınlarda kanser oluşum riskini azaltır. C Vit içeren besinler ile birlikte tüketilmeleri önerilir.
Tam tahıllı besinler, susam tohumu, sarımsak, sızma zeytinyağı, kayısı, şeftali, armut, üzüm, bal kabağı ve kiraz da lignan açısından zengin diğer sebze ve meyvelerdir.
Süt ve ürünleri:  Süt, yoğurt, peynir ve ürünleri Kalsiyum (Ca) açısından zengindir. Düşük Ca ile beslenen bayanlarda meme kanseri oluşum riskinin arttığı görülmüş. Süt ürünleri tüketiminde dikkat edeceğimiz nokta tam yağlı olmamalarıdır. Yağsız veya yarım yağlı olarak kullanmaya özen gösterirsek hem kilo koruma yönetimi, hem de kanserden korunma açısından pozitif etki görürüz. Kalsiyum ve D Vit eklenmiş ürünlerin tercih edilmesi öneriliyor.
Kanser oluşumunu arttırıcı etki gösteren besinlerin tüketimini sınırlamalıyız. Tam yağlı besinler, kızartma yöntemi kullanılarak pişirilen besinler, tütsülenmiş – tuzlanmış – salamura yapılmış besinler, direkt ateşe maruz kalarak pişirilen besinler (yanlış mangal uygulamaları, dönerler…), şarküteri ürünleri beslenmemizde minimum düzeyde yer almalıdır.
Soya: Genistein, tümör gelişimini önleyici etkilidir. Bitkisel kaynaklı fitoöstrojendirler ve az da olsa östrojenik etki gösterirler. Meme hücreleri üzerinde kanser oluşumu açısından yüksek risk oluşturabilecekleri için soya ürünlerinin tüketimi tedavide kullanılmamalıdır.
Keten Tohumu: Fitoöstrojen yapılıdır. Eski dönemlerde östrojen düzeyini azaltarak bayanlarda hormona bağlı kanser oluşum riskini azalttığı söylense de günümüzde tümör oluşumunu arttırabileceği yönünde çalışmalar bulunuyor. Meme kanser tedavisi sırasında kullanımı istenmemekte.
Meme kanseri hastalıklarında kullanılan tamamlayıcı ve alternatif tedavi yöntemlerine göre dağılımlara baktığımızda beslenme %62  gibi yüksek bir oranı kaplamakta. Meyve – sebze ve tam tahıllı besin  ağırlıklı bir beslenme şekli ile düzenli beslenmeyi sağlayabilirsek, hayatımıza  günlük fiziksel aktivite yerleştirebilirsek, ideal vücut ağırlığına sahip olup en önemlisi onu koruyabilirsek meme kanseri açısından en azından çevresel faktörleri ortadan kaldıracak ve risk faktörlerini azaltmış olacağız.


Dyt. Müge Aksu Beyazıt

1 yorum:

Unknown dedi ki...

Jinekomasti Dedi ki ; oldukça başarılı