31 Temmuz 2012

ECE ERKEN SİREN ERTAN'IN YAZ KOLEKSİYONUNU TALAN ETTİ! ;)

Bazı insanlar vardır... Hani televizyonda, dergilerde görürsünüz... Oradan bile gelir onların negatif enerjisi, mutsuzluğu size... Yansıtırlar içlerinde yaşadıklarını, huzursuzluğu cam ekrandan... İticiliklerine şaşar kalırsınız... Sonra gerçek hayatta çıkarlar karşınıza... Anlarsınız ki benliktir onları öyle yapan... 
Ama ben size şimdi tam tersi iki kişilikten bahsedeceğim... Biri Siren Ertan diğeri Ece Erken... 
Siren Ertan; tanıdığım andan itibaren sevdiğim kadın... Ailemden biri gibi gördüğüm mütevazı insan... Daha blogumun adı bile yokken ortada... Hiç sormadan, araştırmadan röportaj teklifimi kabul etti... "Senin gibi genç ve çalışkan bir kardeşimi nasıl geri çeviririm" dedi... Röportaja gelirken ışıl ışıl parlayarak geldi restorana... Tüm şeffaflığıyla paylaştı her şeyini benimle, bizimle... Ve şimdi müjde! Siren Ertan tüm pozitifliğiyle ve zerafetiyle twitter'da... @sirenertanist kullanıcı adıyla aktive oldu olalı twitter camiası ona kucak açtı... Günden güne artan takipçi sayısı güzel kalbinin yansıması sanki... Siren Ertan'ın twitter'a gelişini Ece Erken'in tweetlerinden anladı çoğu insan, @eceerkenn kullanıcı adıyla aktif olduğu twitter'dan ;) 


Ece Erken'e gelince... O da televizyondan evime neşe ve enerji saçan bir sarışındı... Televizyondaki klipleri sunan, gözleri ışıl ışıl o güzeller güzeli küçük kız geçtiğimiz gün Yaşamın Tatları için röportaj teklifimi geri çevirmedi ve yüreğinin cömertliğini bir kez daha gösterdi... Siz, takipçilerimle bu güzel haberi paylaşmak isterim ;) 


Peki tamam... Ben bütün bunları size neden mi anlattım :) 
Öncelikle; ikisine de şükranlarımı sunmak için... ;) 
Vee bir de; yazı Çeşme'de geçiren Ece Erken'in, Siren Ertan'ın yaz koleksiyonunun bulunduğu 7800 Çeşme butik otelindeki mağazasını nasıl talan ettiğini duyurmak için ;) 
İşte Ece Erken'in mağazadan seçtikleri ;) 





Siren Ertan'ın koleksiyonu; tunikler, pantolonlar, etekler, plajda giyinmek için transparan şifonlar, pamuklular, düz sandaletler, platformlu ayakkabılar, gömlekler, elbiseler, sandaletler ve şapkalardan oluşuyor... 


Peki ürünler nerelerde satılıyor?


Çeşme'deki otelleri Boutique 7800'de, Bodrum'da Hotel Grand Yazıcı'nın butiğinde... 
İstanbul'da ise kısıtlı parçalarla Abdi İpekçi Mağazası'ndaki Punto'da satılıyor... 


İşte Çeşme'de bulunan ürünlerden bazıları ; 




YAZ BİTMEDEN... ÜRÜNLERİ KAÇIRMAYIN ;) BAYRAM TATİLİNDE SİREN ERTAN ŞIKLIĞINI YAŞAYIN =) 


30 Temmuz 2012

PSİKOLOJİ- BÜYÜMEYEN ERKEKLER ve ANNE KADINLAR ;)


Size bir müjde daha! Bundan sonra Uzm. Dan. Psikolog Ani Eryorulmaz bizlerle bilgilerini paylaşacak ;) Ona şükranlarımı sunuyor, takipte kalın diyorum!=) İşte ilk makalesi: 


BÜYÜMEYEN ERKEKLER ve ANNE KADINLAR! 


Erkek çocukların kız çocuklara oranla biraz daha geç bir yaşta ergenliğe girdiği , bunun için de ilk gençlik yıllarında aynı yaştaki bir kız ve erkek ergenin aynı fiziksel, duygusal ve sosyal olgunluğa erişmemiş olacağı bilinen bir gerçektir. Bu gelişim hızı arasındaki farklılık ergenlik için beklenilen bir süreç olsa da, ilerleyen yıllarda bu farkın kapanması, gerek erkek, gerek de kadının sosyal ve duygusal olarak kendini idare edebilen, duygularını tanıyan, bunları ifade edebilen ve içinde bulundukları ilişki veya ilişkileri anlamlandırabilecek bir olgunluğa ulaşmaları beklenir. Ama ne yazık ki bu hep de böyle gerçekleşmiyor. Niye mi? Gitgide daha büyük bir sıklıkta gördüğüm büyümeyen erkek-anne kadın çifti ilişkisi , bu ilişkinin birbirini tamamlayan dinamikleri, yine bu ilişkinin başlarındaki coşku ve hızla çöküşe veya çıkmaza sürüklenen kaçınılmaz son bu yazının konusu.

Büyümeyen erkeklerin nasıl ve niye büyümediklerine bakmadan önce onların ortak özelliklerine bir göz atalım. 
Yetişkin bir yaşta olmalarına rağmen bir türlü büyüyemeyen bu erkekleri tanımak aslında hiç zor değil. Hayatı bir eğlence olarak gören, arkadaşları ile geçirebileceği hiç bir andan taviz vermeden de bir ilişki sürdürebileceğine emin ama ilişki içinde olduğu kadına ilgi göstermesinin gerekli olmadığını düşünen bir erkek tipinden bahsediyoruz. Bu erkekler hatalara aşırı tepkiler gösterirler, özür dilemeleri neredeyse bir mucizedir. Babaları ile aşırı uzak olan bu erkekler aynı zamanda da kendilerini her şeyin üzerinde görürler. Dr. Dan Kiley'nin PeterPan sendromu olarak adlandırdığı, büyümeyi reddeden ve onları korkutan bir erkekliğe adım atmamak için neredeyse direnen bu erkekler aslında kendilerini olmak istemedikleri sorumluluk sahibi bir erkekle artık olamayacaklarına emin oldukları çocuk arasında sıkışmış kalmış hissederler. 

Peter Pan sendronundan muzdarip erkekler aslında büyümemek , okulla, işle ya da erkekliği yani büyümeyi anımsatan hiç bir şeyle ilgilenmek istemezler, çünkü onlar için büyümemek için ne yapmak gerekiyorsa yapılmalıdır. Bu erkeklerin ciddi bir boyutta sosyal uyumsuzluğa neden olan psikolojik sorunlar yaşadığı bir gerçektir. Duygusal açıdan sosyal ilişkilerde kastre edilmiş bu erkeklerin aslında hayatları da çok zordur. Ama onlar için bu her zaman başkalarının suçudur. Çünkü ya hayat onlara yeterince adil davranmamıştır, yetenekleri görülmemiştir, şanssızdırlar ya da istedikleri işte çalışmıyorlardır- aslında bu liste çok da uzundur ama başlarına gelen tüm bu felaketlerde onların bir sorumluluğa sahip oldukları fikri bir inkar sistemi ile kesilmiştir.


Peki bu erkeklerin olgunlaşmasını önleyenler kimler? Ne oluyor da bu erkekler büyümeden hayatlarını devam ettirebiliyorlar? Tabii ki asıl sorun bu çocukları yetiştiren anne babalar ama daha sonra da bu illüzyonu sürdüren kız arkadaşlar, sevgililer ve eşler. Nasıl mı? Otoritenin ve zorlamanın yanlış olduğunu kabul eden ama buna eşlik etmesi gereken sınırları koyamayan ebeveynler, duygusal sıcaklığın ve paylaşımın eksik olduğu evlilikler, sessiz sedasız acı çeken ve bunun duygusal yükünü çocuklarına yükleyen anneler, evliyMİŞ, mutluyMUŞ, gibi yaşanan ilişkiler çocukların gelişimini engeller. Zaman yerine para veren, çocuklarına zevki bir bir ayrıcalık değil de bir hak gibi sunan, bunun sonucunda da her şeyi hak ettiğini düşünen bireyler yetiştiren ebeveynler de Peter Pan sendromu yaşayan erkek sayısını arttırırlar.

Kadınların Peter Pan erkeklerini büyütmemelerindeki bu ısrar yanlız annelikte değil, sevgili, eş rolünde de bu erkeğin hayatına hakim olur. Hayatındaki erkeği desteklemeyi kendine birincil görev edinmiş, koruyucu anneliği kendi güvensizliğine kalkan yapmış kadınlar da bu erkeklerin büyümemeleri için ellerinden geleni yaparlar. Çünkü onlara ihtiyaç duyan, ne giyeceğinden, ne yiyeceğine desteklenecek bir erkek bu anne kadınları da besler. Hayatındaki bu erkeği her türlü sıkıntıdan, beladan tıpkı annesi gibi kurtaran bu kadınlar da bu rollerini bırakmak için de hiç de istekli olmazlar. Ve bu kısır döngü de böylece sürer gider. Nereye kadar mı? Karşısındaki erkeğin çocukça davranışlarını kabul etmek yerine, kendi olgun olmayan davranışları ile yüzleşebilen kadınlar Peter Pan'larının büyümeleri için bir fırsat sağlarlar. Bazen de anne kadın, annelik rolünü bırakıp, bir yetişkin gibi davransa da Peter Pan büyümemekte ısrar edecektir. O zaman artık anne olmayan kadın da kendine kim bilir belki de artık çocukluğunu geride bırakmış bir erkek arayacaktır.

Uzm. Dan. Psikolog
Ani Eryorulmaz

EN İYİ ÇAY MARKASI- CHADO ! ;)

Dünyanın farklı yerlerinde yetişen çok özel ve yerel çayları Türkiye'ye getiren Chado, özel aromalı çayları ile Uzakdoğu'nun dingin yaşam felsefesini bir araya getiriyor.  12 Temmuz'da bir etkinlik gerçekleştiren Chado'yu Türkiye'ye getiren Barış Çekin ve Tunç Berkman, çayları "Art of Living" nefes, yoga, stres yönetimi Eğitmeni Arzu Özev eşliğinde eşsiz bir seremoni ve keyifli bir sohbet ile gelenlere sundu.  


Bu çayı diğerlerinden ayıran özellikler neler? 

  • Özel aromalı çayları ile tüketicilerinin beğenisine bire bir hitap eden Chado, adını Uzakdoğu felsefesinden alıyor... Çaya giden yol anlamına gelen "Chado" çayın hazırlanma, sunuş ve içimini içeren özel bir seremoniyi kapsıyor... Chado'nun saygı, sükunet, saflık ve uyum öğeleriyle oluşan bu seremonisi çay düşkünlerini Zen felsefesiyle tanıştırıyor... 
  • Hindistan'dan Çin'e, Japonya'dan Brezilya'ya, Güney Afrika'dan Taiwan ve Vietnam'a çayın birbirinden özel aromalarını POŞET OLMADAN, en doğal haliyle sunuyor! 

Çay çeşitleri? 

Beyaz Çay, Yeşil Çay, Oolong Çayı, Siyah Çay, Çiçek ve Pu-er Çayı... 



Bunların yanı sıra;

 C vitamini açısından çok zengin olan Güney Afrika Çayı Rooibos,
Ayurveda çayı olan Marigold Lemon Tulsi Blend
Bir çok meyvenin karışımı tropik tatlar içeren Tropical Mate... 



Bitmedi! 
Organik Hint Çayı Chai Masala,
Çin Yasemin çayı Jasmine Pearls,
Hint Yeşil Çayı Himalayan Sun Dried, 
Japon Organik Çayı Matcha, 
Çin Beyaz Çayı Imperial White...

Yani bundan sonra Chado çaylarıyla midemiz rahat, sindirim sistemimiz çalışkan, ruhumuz dingin olacak... ;)  Ayrıca internet sitesinde bulabileceğiniz, sıcak yaz günlerinde serinlemek için evde kaynatıp içebileceğiniz soğuk çayları da çok lezzetli =) 



Peki Chado'yu nerede bulabiliriz? Nasıl temin ederiz? 
Chado; Papermoon, Hyatt Regency, The House Cafe Şubeleri, Caribou Coffee Şubeleri, Backyard Cafe, Nişantaşı Pipa gibi bir çok restoran, kafe ve otelin menülerinde yer alıyor... 

Chado ürünlerini ayrıca hiç bir Kargo ücreti ödemeden, Chado'nun yenilenen web sitesi www.chado.com.tr' den temin edebilirsiniz... Afiyet olsun! ;) 




28 Temmuz 2012

ECE VAHAPOĞLU RÖPORTAJIM ÇOK YAKINDA YAYINDA ;)

YER: CITY'S ALIŞVERİŞ MERKEZİ
MEKAN: GOOD FOOD
YEDİK, İÇTİK, KONUŞTUK, GÜLDÜK... 
ECE VAHAPOĞLU'YLA EĞLENCELİ RÖPORTAJ ÇOK YAKINDA YAŞAMIN TATLARI'NDA... ;)


27 Temmuz 2012

NEW YORK NEW YORK 5- BROADWAY MÜZİKALLERİ =)

 Eveet... Şimdi sıra müzikalde... Seçim sizin... Ben size gittiğim ve çok beğendiğim müzikalleri yazacağım... Siz hangisine gideceğinize karar vereceksiniz ;) Size New Yorker'lardan başka kimselerin bilmediği, bilseler de söylemedikleri bir bilgi vereceğim... Eğer müzikallere ucuz bilet almak isterseniz... Saat tam 9.30 da gideceğiniz müzikalin bilet gişesinde alın soluğu... Bilet satışı saat 10.00 da başlıyor... Ama siz orada daha o saatte kuyruk olduğunu göreceksiniz... Eğer yanınızda öğrenci kartınız varsa onu da gösterin... İlk açılışında... İndirimli biletler satılıyor!!! ;) Bu bilgiyi yabana atmayın... Orada yaşayan Türkler bile benden öğrendiler ;) 

1) SPIDER-MAN- TURN OFF THE DARK

Spider-Man Müzikali tam 74 milyon dolara mal olmuş... Müzikalin şarkıları Bono ve The Edge tarafından yapılmış... Gerçekten müzikalde şarkıların harika olduğuna şahit olacaksınız... Örümcek Adam'ın oradan oraya uçuşunu hayranlıkla izleyecek, keşke daha önce gelseydim diyeceksiniz ;) Müzikal hem çocuklar hem büyükler için... 


Geçtiğimiz sene oyun esnasında oyuncular bir çok kez yaralandılar ! İşte müzikalin perde arkasında yaşananlar... Bono ve The Edge ile birlikte kamera arkası görüntüleri : 


                                        

İçeride resim çekmek yasaktı ama ben sizler için her şeyimi hatta salondan atılmayı göze alıp resim çektim :) Size bir ipucu... Örümcek Adam müzikalinde en güzel yer Fly-Circle dedikleri bölüm... Öbür bölümlerde sürekli uçan örümcek adamı görebilmek için başınızı kaldırmak zorunda kalabilirsiniz ;) 


Müzikal çıkışı kendinizi gerçek bir örümcek adam gibi hissedebilirsiniz... Bileklerinize bakıp ağ ararsanız şaşırmayın! ;) Bir hatıra olsun isterseniz bu Örümcek Adam maskesini çocuğunuza ya da kendinize alabilirsiniz ;) 

2) MARY POPPINS

1964 yapımı müzikal bir film olan Mary Poppins P.L. Travers'ın çocuk kitaplarından uyarlanmış... Aralık 2004'te Broadway'de oynamaya başlamış... Ve oynadığı günden beri oldukça ilgi görmekteymiş... Ben de gittim... Bu sevgi dolu kahramanın dünyasına katıldım... Sahne dekorlarını ve hikayeyi çok sevdim... Tavsiye ediyorum! ;) 




Buyrun, tanıtım videosu! ;) 


                                           

3) JERSEY BOYS
2005 yılında gösterime başlayan müzikal 1960'lı yılların en başarılı Rock 'n Roll grubu Four Seasons'ı anlatıyor... 2006 yılında Tony ödülünü kazanmış... Müziklerin çoğu tanıdık... Dinlerken mest oluyorsunuz... Gerçek bir hikaye üzerine kurgulanması da sizi içine çekiyor... 
Bu müzikal daha çok yetişkinlere göre... Tavsiye ederim ;) 
Oyuncular da tanınmış karakterler ve oldukça yakışıklılar ;) 



                                           

4) SISTER ACT: 

1992'deki aynı adlı filmden uyarlanan bir müzikal... Filmin Türkçe adı "Çılgın Rahibe"... Hatırlarsanız Whoopi Goldberg oynuyordu... 

Goldberg aynı zamanda müzikalin yapımcılarından... Müzikal de film gibi oldukça eğlenceli ve komik... Şarkıları da öyle güzel ki çıkışta Cd'sini almadan yapamıyorsunuz... =)
 Tavsiye ederim! ;) 



                                           

Benim size bu seyahatten tavsiye edeceğim müzikaller bunlar... Ama daha çook güzelleri var... Ricky Martin'in oynadığı Evita, Aslan Kral, Chicago, Adam's Ailesi bunlardan sadece bir kaçı... Haydi seçin ve bu akşamki müzikalde eğlenin! ;) 







26 Temmuz 2012

RAMAZANDA SİNDİRİM SORUNUNA ÇÖZÜM!


Ramazanda midemde yanma hissi ve gastrit hissetmeye başlamıştım... Tecrübeli Beslenme Uzmanı Serap Tolaz'ı aradım.  Aşağıda önerdiklerini denedim... Ve inanın hiç bir sorunum kalmadı... Bakın neler söylüyor! ;) 

RAMAZANDA SİNDİRİM GÜÇLÜĞÜ ÇEKİYORSANIZ! 
Yemeklerden sonra çoğumuz değişik sindirim sorunlarından şikayet ederiz. Midede ekşime, yanma, gaz gibi şikayetler bunların başında gelir. Ülser, gastrit, reflü, spastik kolun gibi mide ve sindirim rahatsızlıkları olanların bu gibi şikayetleri çekmesi olası iken, bir de yanlış beslenme sonucu ortaya çıkan sindirim sorunlarıyla karşılaşa bilinir.
Özellikle ramazan ayında; uzun süren açlıkla beraber, gelişigüzel beslenme tarzınız bu olasılığı artıracaktır. 

RAMAZANDA ALINABİLECEK ÖNLEMLER!
- İftarınızı açarken 1 bardak sudan fazla su içmemeye özen gösteriniz. Suyunuz çok soğuk olmamalı ve 1 adet hurma eşliğinde açılış yapmak sindirim sistemimize iyi gelecektir.

- İftar ve sahur arası ortalama 2-2,5 lt içilmesi gereken suyu mümkünse yemek yeme esnasında değil yemek sonrası aralarda içiniz.

- Yemeklerle birlikte gazlı içeceklerden uzak durunuz. 

- Aşırı çay, kahve ve sigara tüketimi sindiriminizi olumsuz etkileyecektir.

- 1 kase çorba(ılık) ve 1 parça pide ile devam eden iftara 10 dk ara vermeniz midenizin hazım süresine olumlu katkı sağlayacaktır.

- Ana yemeklerde yağlı ve kızartma türü besinlerden uzak durunuz. Karbonhidrat içeren besinlerin (ekmek, pilav, makarna vb.) tüketimine dikkat ediniz, kaçırmayınız. 

- Meyve, tatlı gibi tamamlayıcı besinleri hemen yemek sonrası yemeyiniz.  Ortalama 1,5-2 saat beklemeye özen gösteriniz.

- Sütteki laktoz enzimine karşı tolerans bozukluğunuz varsa, laktozsuz süt içilebilir veya yerine kefir ya da prebiyotik yoğurtlar tercih edilebilir.

- Yemek sonrası 1 bardak soda (1 dilim limon ilaveli) sindiriminize yardımcı olabilir.

- En önemlisi yemeklerinizi yavaş yiyiniz ve iyice çiğnemeye özen gösteriniz. 

SİNDİRİME DESTEK ÇAY: 
Yarım litre suda
1 adet elmayı kabuğu ile kaynatınız.

İçerisine, 
1 tatlı kaşığı papatya, 
1 tatlı kaşığı kekik ya da nane,
1 tatlı kaşığı rezene, 
1 tatlı kaşığı ıhlamur

İlave ederek 10 dk kadar demleyiniz.
Yemekten sonra 1 fincan içiniz. (1 çay kaşığı bal ilave edilebilir.)

Sevgiler
Dyt. Serap Tolaz 

Not: Yazımı renklendiren bu güzel resim için Merve Gülay'a teşekkür ederim! ;) 







24 Temmuz 2012

Burcu'dan Mektup Var! =) - BİR DİYETİSYEN MACERASI ;)

Yaklaşık 3 aydır diyetisyenime uğradığım yok... Onunla beraber bir çok kilomu attım üzerimden :) Bir önceki mektubumdaki gibi giyindim zırhımı çıktım herkesin karşısına... 
Diyetisyenimle tek bağım, buraya gönderdiği yazılar oldu son 3 ay... Ve ramazan geldi... Ramazanda metabolizmanın durduğunu ve kilo alımının kolay olduğunu bildiğimden hemen aradım aldım randevumu... Ancak 4 gün sonraya verdiler... Ben de ona gidene kadar kendimi dizginleyeceğime, orucun nefsimde yarattığı yanlış etkileşimle yedim de yedim iftarlarda :) Evet! Pişmanım... Sizlerle onlarca diyet paylaşan ben, bunu yapmamalıydım...=( 
Diyetisyene gideceğim gün geldi çattı... Korku sardı dört bir yanımı... Vee bir sonraki görüntü: tartının üzerinde soğuk terler döken Burcu... (Bu arada yağ- kas- kemik ölçen o tartıları çıkarandan Allah razı olsun... En azından suyum artmış, kasım çoğalmış, yağlarım uzaklaşmış diye hava atabiliyoruz diyetisyene :) )
Neyse... Çıktım tartıya... Bir de ne göreyim... Tam 3 aydır verdiğim kiloda duruyorum... Yani hiç almamışım... Ağzım kulaklarımda koltuğa oturdum ama "O" gülmüyordu... Gözlerini bana dikmiş yiyecek gibi bakıyordu... Birden imdaaat diye bağırasım geldi... İç sesim "Burcu sen neleri aşmadın ki bunu da aşarsın dedi... "Hocam neden son 2 kiloda takılı kaldık" dedi... Tatil dedim, blog dedim, yaşamın tatları dedim, yemek dedim dinletemedim... Elime tutuşturdu ramazan ayı boyunca uygulayacağım listeyi... "Eveeet" dedi... "Söz mü" dedi... Oradan sağ çıkabilmem için ona söz verdim... 
Tam 1 hafta sonra, pazartesi günü, tekrar görüşeceğiz... Benim içimde bir ben var yemeyi seven =) İşte o benle savaşacağım ;) 
Şaka bir yana; gizli gizli, orucun gerçek anlamını daha iyi idrak edeceğime seviniyorum az yedikçe ;) 
Belki manevi olarak bana destek olmak istersiniz diye düşündüm:) Size sevdanın yolları, bana kurşunlar ;) 
Sevgilerimle, 
Burcu =) 




NOT: Bu muhteşem resim için Merve Gülay'a çooook teşekkürler ;) 







KEBAPÇILAR ve iFTAR FİYATLARI ;)

KANDİLLİ BORSA: 130 TL 
Rezervasyon için: 0216-460-03-04







VENGE KEBAP: 75 TL
Rezervasyon için: 0212- 264-07-20


DEVELİ : 70 TL
Rezervasyon için: 0212- 263-25-71





GÜNAYDIN  : 65 TL
Rezervasyon için: 0212- 265-02-32


KAŞIBEYAZ (YENİKÖY): 75 TL
Rezervasyon için: 0212- 468-17-17



TAVACI RECEP USTA (LEVENT) : 55 TL
Rezervasyon için: 0212-280-04-24


İftar menüleriyle ilgili ayrıntılı bilgi almak için kebapçıların internet sitelerine bakabilirsiniz ;) 








23 Temmuz 2012

NEW YORK NEW YORK- 5 : BROADWAY ve MÜZİKALLERİ

Canım Takipçilerim... New York turumuza devam ediyoruz ;) Bugün sizlerle Broadway turu yapacağız... Sıkı durun... Sonrasında size müzikaller önereceğim... Siz hangisini isterseniz ona gireceksiniz ;) Nasıl ama... Yaşamın Tatları size New York'u karış karış gezdiriyor... Hem de daha önce belirttiğim gibi bedava, yorulmadan, jet lag'sız :) 




Broadway demek ışıklar demek... Broadway demek her milletten insanın yanyana yürümesi demek... Broadway demek müzikaller demek...  Bu cadde üzerinde ve bu caddeye açılan sokaklarda müzikallerin gösterilmesi, caddenin bu adı almasına sebep olmuş...  Şimdi gelin caddeye yürüyerek bir göz atalım;) 
Bu resimde beni bulana kocaman bir aferin :) 


Akşam yemeğimizi Hard Rock Cafe'de yedik... Ve bakın yedikten sonra nasıl da gülümsüyorum objektife... Allah kimseyi açlıkla imtihan etmesin ;) 





Seni hiç unutmayacağım çıplak kızıldereli :) Broadway'de cadde boyunca para kazanma amaçlı kostüm giyinen böyle insanlar çok var... Düşünsenize İstanbul'da biri böyle dolaşsa... Hepimiz şoke oluruz, değil para vermeyi utancımızdan yüzüne bile bakamayız :) 






Disney Store'un ışıklandırması muhteşem... Bazen şüpheye düşüyorum... Acaba çocukluğumu yaşayamadım mı diye... Çünkü beni içeriden bir türlü çıkaramadılar! =) Ama baksanıza güzelliğe... 




Ortadan kaybolan Burcu Çeşit... Yoğun aramaların ardından yanından ayırmadığı bel çantasıyla bu şekilde bulundu!
=) 





Broadway Müzikalleri için seçenekler çok yakında Takipte Kalın! ;)