Bir adam düşünün, Cumhuriyet'in kurulduğu yıl doğmuş. Onlarca romanı yayınlanmış. Onlarca ödül almış. Doksanına merdiven dayarken 8 yıldır yazdığı romanını tamamlamış. Sevenlerine bir hediye gibi sunmuş: Yaşar Kemal... Büyük usta... Kelimelerin başarılı jokeyi. O, her bir kelimeyi öyle güzel yerleştirir ki cümlelerin içine, hiçbiri karşı koyamaz ona.
Yaşar Kemal, Bir Ada Hikayesi'ni tamamladı. Dörtlünün ilk romanı, "Fırat Suyu Kan Akıyor Baksana"yı "Karıncanın Su İçtiği" ve "Tanyeri Horozları" takip etmişti. Şimdi de serinin son romanı "Çıplak Deniz Çıplak Ada" çok şükür bizlerle buluştu.
Bu dört roman, tarihle destanın kaynaşmasıyla oluşmuştur. Yaşar Kemal, özgün dilini destansı anlatımla harmanlamış ve okuyucuya müthiş bir roman sunmuştur. Bir Ada Hikayesi dörtlüsü, savaşlardan, kırımlardan, sürgünlerden arta kalan insanların, Yunanistan’a gönderilen Rumların boşalttığı bir adada yeni bir yaşam kurma çabalarını konu alır.
"Çıplak Deniz Çıplak Ada" romanında, geçmişin yaraları kapanmaya yüz tutmuş ama izleri kalmıştır… Ağaefendi’yle Melek Hatun, Poyraz’la Zehra, Ali Hüseyin’le Nesibe muradına erecektir; Lena Ana’nın hasretle yollarını beklediği kayıp oğulları da geri dönmüştür ama balıkçıların reisi Hıristo’nun başına beklenmedik bir olay gelir.
Büyük ustanın önünde saygıyla eğiliyorum... Ve romanını büyük bir incelikle okumaya başlıyorum...
Romanla ilgili daha fazla bilgi almak için Sabah Gazatesinde'ki röportajını okuyabilirsiniz ;)
http://www.sabah.com.tr/kultur_sanat/sinema/2012/10/02/yasar-kemal-yeni-romanini-anlatti
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder