16 Ağustos 2012

ECE VAHAPOĞLU ile RÖPORTAJIM HUZURLARINIZDA ;-)



Önce, 60 günde İdeal Vücut Kitabını yazdı... Fit vücuduyla hepimizi kıskandırdı... Sonra, 60 Tarifte İdeal Mutfak Kitabıyla sofraları sağlıklı hale getirdi... 10 parmakta 10 marifet... Ece Vahapoğlu'na sizler için sordum... Tüm samimiyetiyle cevapladı ;) 

Öz geçmişinizi okumak için bilgisayar başına geçtim... Oku oku bitmedi :) Sizden dinleyelim mi? 

İtalya’da İşletme, sonra da Fransa’da Uluslararası İlişkiler okudum. Çünkü o zaman medyada olup olmayacağımı bilmiyordum. İşletme okurken ağırlıklı pazarlama dersleri aldığım için bugünkü projelerimi oluşturmak ve duyurmak açısından o eğitimin büyük faydasını görüyorum. Gazeteci olduğumda da Fransa’ya gidip yüksek lisans yaptım; iş, sanat ve siyaset dünyasıyla röportajlar yaptığım için bence bu altyapı gerekiyordu.  

İş hayatına gelirsek... 

İşletme okuduğum için medya sektöründen önce üç yıl Garanti Bankası’nda çalıştım. İlk kitabımı çıkarmamla beraber tanınırlığım başladı ve aynı grupta Cnbc-e televizyonuna geçtim. İşletme eğitimi, üzerine bankacılık deneyimi beni ekonomi muhabiri yaptı. İş adamlarıyla röportajlarım önem kazandı. TV programları, gazete röportajları derken daha genel konularda da yazmaya başladım. Ruhum güncel ve yaşam dolu konuları ele alırken daha huzur buldu. Böylece popüler kültüre kaydım. Sonra kendim marka olmaya başladığım için medyanın her iki tarafında da varım. Hem konuk alan bir sunucuyum, hem de benimle röportaj yapılan bir kişiliğim.





Televizyonculuk hep istediğiniz bir şey miydi?

Küçükken hayalimde dünya çapında ünlü olmak vardı. Bindiğim uçak kaçırılsın, kötü adamlarla konuşup ikna edeyim ve insanları kurtarayım, uçaktan inince de CNN gelsin röportaj yapsın diye hayal kurardım. İçimde hep insanlarla bir arada ve ön planda olma isteği varmış demek ki. (Gülüyor...) 

10 parmakta 10 marifet boşuna demedim =) Bir de kitaplarınız var... Yazmak sizin için ne ifade ediyor? 

Çocukken en büyük zevkim masal kitapları okumaktı. Ortaokulda kendi kendime dergi çıkarmıştım. Günlük tutar, dünyanın dört bir yanından mektup arkadaşları edinirdim. Yani yazmak hep hayatımda vardı. Fakat profesyonel yazarlığa geçişle birlikte yazmak eylemi benim için hem iş hem de terapi oldu. Benim rahatlama yolum yazmaktan ve içimi dökmekten geçiyor. İnsanlara, kendilerine bile itiraf edemediklerini, birine söyleyemediklerini yazmalarını öneriyorum... Çok rahatlatıcı! :) 


Kitaplarınıza gelelim...Önce Tony Hill'le birlikte hazırladığınız "60 Günde İdeal Vücut" kitabınızdan bahsetmek istiyorum...İdeal vücut nasıl elde edilir?
İdeal vücuda sahip olmak için hem spor yapıp hem de doğru beslenmek gerekiyor. Biri olmadan diğerinden verim alamazsınız. Zaten ideal vücut, tartı da eksildiğinizi görmek demek değildir. Sağlıklı ve fit olmaktır. Spor yapıp tatlı ve yağlı yerseniz tabii ki kas oluşmaz, yağ da yakamazsınız. Düzenli egzersizle birlikte uygun bir beslenme şekli gerekli. Tüm bu detaylar kitabımda tek tek açıklandı.




60 günden sonra 1 günlük beslenme programınız nasıl oldu? 

Günde 3 ana öğün, 2 ara öğünle 5 kez yiyorum. Sabah kalktığımda ilk iş olarak bir bardak su içerim. Beyaz ekmeği hayatımdan çıkardım. Sabahları meyve, yulaf ezmesi ve yumurta yiyorum. Ara öğünlerde 1 havuç, 1 salatalık, 1 kırmızı biber veya 1 avuç fındık, ceviz, badem, kuru kayısı tercih ediyorum. Öğle yemeğinde en çok tavuk pilav tüketirim. Yanında mutlaka yeşil salatasıyla. Pilav ve tavuğun bir arada tüketilmesine şaşırmayın. Karbonhidrat ve protein gündüz saatlerinde birlikte alınabilir. Üstelik artık yaşamınızda sporun olduğunu varsayarsak zaten enerjiye ihtiyacınız var. Akşam yemeğinde beyaz et ağırlıklı beslenirim. Tavuk, hindi veya balık şeklinde. Ben genelde balık ve salatayı tercih ederim.




İdeal bir vücut için bize ip uçları verir misiniz? Nasıl beslenmeli?


İlk olarak, geleneksel beslenme alışkanlıklarımızdan kurtulmaya bakmalıyız. Yıllardır süregelen alışkanlıkları bir anda değiştirmek elbette kolay değil. Ama önce beynimizde buna hazır olduğumuza inanmalıyız. 

Mesela, yemekten sonra hafif olsun diye meyve yeniyor ama çok yanlış. Çünkü meyve tatlı etkisi yapıyor, içinde şeker var. Pankreasımız insülin salgılıyor. Saat 17.00’den sonra meyve yememek gerekiyor. Güne krallar gibi başlayıp, prens gibi devam edip, fakir gibi bitirmek lazım. Akşam yemek yemeği azaltan insanlar hızla kilo veriyor. Beyaz et, salata ve sebze yenmeli. Bir de abur cuburu kesmek lazım. Akşam yemeğini mümkün olan en erken saatte yemeye bakın. Akşam yemeğinde beyaz et ve sebze ağırlıklı beslenin.

Akşam yemeğini yedikten sonra başka hiçbir şey yemeyin. Zaten gün içinde dengeli beslenmişseniz geç saatlerde acıkmazsınız. İllaki bir şey yeme ihtiyacınız olursa sadece bitki çayını tarçın çubuğu ile karıştırıp için.

Bu kitaptan sonra PUMA gibi uluslararası bir markanın fitness yüzü oldunuz değil mi? 


“60 Günde İdeal Bir Vücut” ile ideal bir vücudun hayal olmadığını kanıtlayıp sağlıklı yaşam ve spora verdiğim önem ile PUMA’nın dikkatini çekmişim. Fitness ürünlerinin marka yüzlerinden biri olarak anlaşma imzaladık. PUMA’nın son derece şık ve rahat ürünlerini zaten severek kullanıyorum.


60 Tarifte İdeal Mutfak kitabınıza bayıldım... Bu kitapta neler var?

Hem bana gelen beslenme sorularının yanıtını detaylı vermek için hem de kendim merak ettiğim için diyet yemeklerinde en usta isimlerden biri olan şef Ayvaz Akbacak ile bir araya gelip, neleri yiyip, yemememiz gerektiğini belirledim. Ben ideal mutfakta bulunması gerekenleri, çalışanlar için saklama ve pişirme yöntemlerini belirledim. Şefimiz de 60 tane sağlıklı ve lezzetli yemek tarifi yazdı. Çorbalar, salatalar ve ana yemekler var. ‘60 Tarifte İdeal Mutfak’ her kadının edinmesi gereken bir kitap. ‘İdeal Vücut’ kitabında kaslarımı gösterip spor atlet ve şort giyerken, bu kitapta beni şirin mutfak önlükleri ile görüyorsunuz. (Gülüyor) 


Şef Ayvaz Akbacak ile böyle bir proje için birliktelik nasıl oldu?

Ayvaz Şef ile tanışmam birkaç yıl öncesine dayanıyor. Köşe yazarı olarak davet edildiğim Bodrum’da o zaman yeni açılan Gardens of Babylon Oteli’nin basın gezisinde sağlıklı ama lezzetli yemekler tadımında şefi görmeden yemeklerine bayılmıştım. Önden başlangıçlar gelmiş, ara sıcaklar, ana yemekler ile devam etmiş ve tatlılar ile son bulmuştu. İstisnasız her tattığım yemek çok çok ama çok lezzetliydi. Şef mutfağın içindeydi, onu görmüyorduk. Sadece yemeklerini tadarak şu espriyi yapmıştım, “Şef bekar ise ona ben evlenme teklif ediyorum” Düşünsenize; eve geliyorsunuz ve sizi çok lezzetli ama bir o kadar da sağlıklı yemekler hazır bekliyor. Epeyce gülmüştük. Akabinde de sempatik Şef ile tanışmıştık. Ayvaz Şef ile irtibatımız kopmadı. Ben onun işlerini, o benim projelerimi takip etti. Bir gün bana “Ece Hanım sizinle bir gün birlikte bir proje yapmak isterim” demişti. O cümlesi aklımda kaldı. Ve şimdi de bu proje bize kısmet oldu.

Bu arada benim yaptığım benzer evlenme esprisini benden sonra da bir başka kadın gazeteci yapmış; Ayvaz Şef’in yemeklerinden etkilenmemek mümkün değil. :)



Kitap çok faydalı bilgiler içeriyor... Kitaba hazırlanış süreciniz nasıl oldu?


Böyle bir kitabı, yıllardır sağlıklı yaşama kendini adamış biri olarak yazdım. Yoksa mutfaktan çıkmayan ve olağanüstü yemekler yapan biri değilim. Hatta tam aksine pratik yaşamaya odaklı bir kadınım. Fakat sağlığım için neyi yiyip neyi yememem gerektiğini iyi biliyorum. Uzun süredir araştırmalar yapıyordum, Türk ve yabancı kaynakları okuyordum, konuyla ilgili her türkü makale ilgimi çekiyordu. Bunların hepsi kendi edindiğim tecrübelerle birleşince ortaya bu kitap çıktı...






Bu kitabın diğer yemek kitaplarından farkı ne? 

Bu kitapta hem alışveriş, yıkama, saklama yöntemleri, sağlıklı pişirme, öğünlerinizi planlamak ve yemeğinizi hem sağlıklı hem lezzetli kılma konularında işinize yarayacağını umduğum tavsiyeler vermeye çalıştım. Uygulaması çoğunlukla kolay ve çok lezzetli olan bu tariflerin okuyucuları yemek pişirmeye teşvik edeceğini umuyorum. Ben ki yemek yapmaya özel merakı olmayan biriydim; bu tarifleri bir bir uygulamaya başladım.

Gerçekten kitaplarınız başucu kitabı... Hayatınıza geçirmek için sürekli yakınlarda durmalılar. =)  
Peki yeni projeler var mı bu çalışkan kadının hayatında ;)?


Öğrenmeye, üretmeye devam. (Gülüyor) Yeni sezonda TV’de birkaç proje birden yapabilirim. Talk-show’un yanı sıra sağlıklı yaşam programı teklifleri de geliyor. Türkiye çapında sağlıklı yaşam seminerleri vermeye devam edeceğim. 60 İdeal serisi için de başka bir konuda yeni bir kitap yazacağım.
10 yıl sonra kendinizi nasıl hayal ediyorsunuz?



Başarılı bir TV programı olan, kitapları çok okunan, aşık olduğu kocasıyla ve sağlıklı çocuklarıyla mutlu bir yaşam sürerken... 


ZIPIR SORULAR: 

Ekran önünde yaşadığınız komik bir olay?
Sesim gitti! (Gülüyor) Su bardağına saldırdım, güldüm, "ölüyoruuuum" diye kendimle dalga geçtim... 

En sinirlendiğiniz şey?
Yalan!

Sizi ne güldürür?
Gıdıklanmak:)

Sizi ne duygulandırır?
Aile bağlarını anlatan film ve reklamlar...

Hayır diyemediğiniz yemek?
Mantı...

Sevdiğiniz insan tipi?
Dürüst, güvenli, bakımlı, fit... =) 

Sevmediğiniz insan tipi?
Bakımsız, iki yüzlü... 

Röportaj sırasında Good Food'un leziz yemekleri bize eşlik etti... Ben de hazır yakalamışken, Ece Vahapoğlu'na bir kaç soru daha sordum ;-) 

City's Alışveriş Merkezi İçindeki Good Food'u nasıl buluyorsunuz?
Yeni yaşam tarzlarına uygun, sağlıklı ve lezzetli bir menü sunuyor...


Ne sıklıkla geliyorsunuz?


Ayda 1... Nişantaşı'na geldiğimde mutlaka uğrarım...



En favori kahveniz?

Espresso!



En favori diyet yemeğiniz?

Izgara sebzeler... =)



İşte Ece Vahapoğlu'nun City's Good Food'daki favorileri!!!





Bu güzel röportaj için Ece Vahapoğlu'na çok teşekkür ederim ;)

BURCU ÇEŞİT  






2 yorum:

S dedi ki...

Harika bir roportaj olmuş ellerinize, dillerinize saglik masallah...

D dedi ki...

Cok guzel bir roportaj olmus gercekten. Ece vahapoglu da begendigim isimlerden biridir. Ece vahapogluna sormak isteyebilecegim tum sorulari sormussunuz masallah :) bu yuzden merakimi da gidermis oldum. Ekibinize tesekkurlerimi sunuyorum...