12 Eylül 2012

Burcu'dan Mektup Vaar! :) - CANIM ARKADAŞIM EVLENİYOOOR!

"Arkadaşlık", kelimesi kolay söylenir. Dil zorlanmaz. Bir kere gördüğü insana bile arkadaşım diyebilen varken etrafta, ağıza sakız olur yapışır kelime. Ama dostluk başkadır. Hem de bambaşka...

Yıl 2002... Üniversitenin ilk günü... Evden Tuzla'ya Sabancı Üniversitesi'ne gidiyorum içimde korkular dalga dalga köpürüyor. Yepyeni bir hayata adım atmanın vermiş olduğu ürkeklikle giriyorum sınıftan içeriye ve nedense en öne koyuyorum artık lisedeki kadar ağır olmayan çantamı. Benden sonra sınıfa bir kız giriyor. Gözleri iri iri... Etrafa ürkek ürkek bakıyor ve hemen arkamdaki masaya oturuyor. İyi ki oturmuşsun Özge'm... Nereden bilirdim bu şeker kızın benim en yakın arkadaşlarımdan biri olacağını... 



Zerrin, Özge ve Gökçe... Dört silahşörler gezerdik okulun içinde. Hazırlık sınıfı boyunca gidip geldiğimiz yol bizi yormuş olacak ki birinci sınıfta yurtta kalmaya karar verdik. Dördümüz bir oda tuttuk. Ah o kaldığımız odaların dili olsa da konuşsa. Her birimizin masası ve üstte ranzası vardı. Her sabah Hababam Sınıfı'nın "Neler oluyor Hayatta?" şarkısını açar söyleye söyleye hazırlanırdık derse. Geceleri kahkahalarımız yan odaları rahatsız ederdi kimi zaman. Geceleri yatar, karanlıkta gözlerimizi duvara diker konuştukça konuşurduk. "Bir daha dönmek ister misin geriye?" diye sorsanız... Tek dönmek isteyeceğim zaman dilimidir o odada geçirdiğim zaman. 

Yurdumuz :)

Hayatımda ilk kez orada, onlarla sabahladım ben. Güneşin doğuşuna kadar uyumayalım fikri hangimizden çıktı hatırlamıyorum ama fikirden pişman olduğumuz derste ertesi gün herkesin uyumasından anlaşılıyordu. İşin komik tarafı balkona çıkıp kahvaltı yapalım güneşin doğuşunda desek de ters tarafa döndüğümüzden güneş arkamızdan doğmuştu :) 



Ah dostlarım ah... Birimizin canı sıkkın olduğunda bilirdik nasıl davranacağımızı. Ben mesela, eğer masaya başımı koymuş üzgün bir şekilde duruyorsam, beklerlerdi önce... Sonra sessizce arkamdan gelir sarılırlardı. Gecenin sonunda anlamazdım bile o müzik nasıl açılmış, nasıl öyle delice dans ediyoruz :) Geceleri bazen olur ya, bir burun çekme sesi duyardım. İnerdim ranzamdan giderdim onun yanına... Dertleşirdik saatlerce.  Birimiz aşıksak eğer şarkıların çalınışı, gözlerin bakışı, dünyanın dönüşü bile değişirdi. Sonu nasıl olursa olsun, biz o anın tadını birlikte sonuna kadar çıkarırdık odada :) Ne hayaller, ne sohbetler edilirdi de kimsenin ruhu duymazdı :) Ve bir de baktık ki... Biz kardeşten de öte olmuşumuz...



Şimdi benim kardeşlerimden biri evleniyoooor! :) Hem mutlu hem de çok duyguluyum... Özge Özekmekçi! Bir ömür boyu mutlu olmanız için dualarım. Biliyorum ki biz yine anılarımızı biriktirerek beraber yaşlanacağız. Ama geçmişi düşününce gözlerimin dolmasına engel olamıyorum. Küçücük tiplerimizle, elele hayatın koridorlarını geçtik biz. Nasıl büyüdük? Büyüdük mü yoksa öyle gibi mi yapıyoruz? Neyse, derine inmeyeyim :)

Dünyanın en güzel gelini, seni beyazlar içinde göreceğim anı heyecanla bekliyorum. Ve seni çok seviyorum! Bir ömür boyu (yine yanı başında bizle) mutlu ol inşallah ;) 

Kardeşin,
Burcu. 



5 yorum:

İsimsiz dedi ki...

Ahahahah cok sekersiniz masallahh :))

İsimsiz dedi ki...

Tatli kizlar sizii

İsimsiz dedi ki...

İnsallah omur boyu mutlu olur ..

İsimsiz dedi ki...

Hayirli olsuuunnnn !!!!! :)

Elif dedi ki...

Supeerr :)))