13 Eylül 2012

PSİKOLOJİ - DUYGULAR ve DUYGUSAL FARKINDALIK


Duygularımız, bazen farkına varmadığımız, ama hep orada duran ve bize kendilerini hissettirmenin bin bir çeşit yolunu arayan, bazen de farkına vardığımız ama baş edemeyeceğimizi düşündüğümüz için kapıdan içeri almamak için direndiğimiz duygularımız: insanı insan yapan, belki de tüm diğer canlılardan ayıran en önemli özelliğimiz duygulara sahip olmamız. Yalnız duygulara sahip olmak değil en büyük özelliğimiz şüphesiz , bunların farkında olmak, olmamak, gizlemek, modifiye etmek, değiştirip, farklı şekiller vermek, tıpkı bir sanat eseri gibi onları konuşturmak veya susturmak hepsi bizim elimizde. Peki ne işe yarar bu duygular? Niye bu kadar önemliler insan hayatında ve ilişkilerinde? Açar, döker, saçarsak ne olur? Ya kendimize sakladıklarımız? Yok mu olurlar zamanla? Yoksa ne yapar eder çıkarlar mı bir yerlerden, biz istemesek bile...




Duygusal farkındalık duygusal sağlığımızın, düzgün ve yakın ilişkilerin temelini oluşturur. Peki bu duygusal farkındalık dediğimiz şeyin bizde olup, olmadığını nasıl anlarız? Birkaç soruyla başlayalım isterseniz. Hayatı hep uçlarda mı yaşıyorsunuz? Ya çok mutlu, havalarda, ya da çok diplerde misiniz? Ağzınızdan çıkan laflardan pişmanlık duyuyor musunuz? Bir parlayıp, bir sönüyor musunuz? Ya da hayatla baş edecek enerjiniz azalıyor mu hep? Tüm bunlar duygularınızın farkında olmayışınızın göstergeleri olabilir. Ya da zaman zaman durup, sorun kendinize: “ Ben şu anda ne hissediyorum?”. Cevap geliyor mu bir yerlerden?Duygusal farkındalığı olan kişiler anlık duygularının farkındadırlar çoğunlukla. Yanlız farkında olarak kalmayıp, onları doğru olarak da yönetebilirler. Öfke, mutsuzluk, korku gibi duygularla baş edebilme yetileri vardır “duygusal farkındalığı” olan bireylerin. Onları hiç hissetmemek değildir duygusal olgunluk. Hiç kimse kızgın, öfkeli, mutsuz olmak istemez ama bu duygularla rahat olmak, bunların herkes tarafından yaşanabilecek duygular olduğunu kabullenmek, karar verme mekanizmalarımızı da etkiler.



Duygularımızın farkına varmak istemediğimizde neler oluyor, bunu biliyor muyuz? Bizim yok saydığımız duygular-“ Ben kızgın falan değilim!” ne oluyor? Duygular bizlerin varsaydığı gibi, biz farkında değilmiş gibi yaparken yok olmuyorlar. Takıntılı düşünceler ve bağımlılıklar olarak geri dönüyorlar bize. Saatlerce bilgisayar oyunlarında vakit geçirmeler, internette boş boş gezmeler, sürekli seyahatler, gece çıkmaları hep o duygulardan kaçmak için. Bazen de duyguları yok sayabilmenin yolu hep aynı davranış kalıbında kalınarak sağlanıyor. Kendimizi kızgın veya güvende hissetmediğimizde hep şaka yapıyoruz ya da içimize kapanıyoruz. Tüm bunların ne zararı var dediğinizi duyar gibi oluyorum. Öyle ya insan kaçış yolları buldukça rahatlar ama tabii bir bedel de öder. Bedel ne mi? Duygulardan kaçtıkça, kendimizi tanımaktan da kaçarız. Kötü duyguları hissetmemek için, iyileri de feda ederiz, ama en kötüsü duygularımızdan uzaklaştıkça ilişkide olduğumuz kişilerden de uzaklaşırız.Duygusal farkındalık için önce anlık hissetiklerimizin farkında olmak gerekir. Bir oyun gibi... Başlayın, bakalım nerede bitecek?....



Uzm. Dan. Psikolog Ani Eryorulmaz'a bu güzel yazı için çok teşekkürler ;) 

Hiç yorum yok: